Küçükken oldukça yaramaz bir çocuktum. Devamlı ilgi isteyen, bazılarına göre şımarıklıktan, bazılarına göre edepsizlikten fenalık(!) yapardım hep.
Mesela anneme bir şey anlatmaya çalışıyorum, onunda işi var o ara. Üç kez anne diye seslenir, beklerdim. Cevap gelmezse elime geçirdiğim bir bardağı hoop yere geçirirdim.
Oyun oynamak istiyorum ama yine başka şeyle mi ilgileniyorlar.. Bu sefer bir yere saklanır, saatlerce çıkmazdım. Gerçi bunun sonu cezayla biterdi ama yine bir dikkat çekme yöntemi. Sevgiye ve ilgiye doymayan çılgın ve haylaz bir çocuktum.
İşte o haylazlıklara dönesim var şu ara. Ama bu tabii ki mümkün değil. Çünkü kaba tabirle ``eşşek kadar`` oldum. Ailemin, okulun,öğretmenlerin, kısacası çevremin benden beklentileri var. Ve o kısacık saçlı, haylaz, kız çocuğu bu beklentilerin hepsine çok uzak.
Bardak atıp, saklanmak çocukluk(!) olacağı için bende küsüyorum şimdi herkese.
Beni sevdiği söyleyip gram ilgi göstermeyene de, sosyal ağlarda dostluk gösterisi yapanlara da, yüzüme gülüp kuyumu kazanlara da, çıkarcılara da, yoğunluktan(ne yoğunluksa artık,insan sevdiklerine zaman ayırmıyorsa böyle yoğunluğun ben taa) zamansızlara da,hepsine,herkese küsüyorum. İsteyen oyunu kuralına uygun oynar, istemeyen kendi bilir.
Mızıkçılık yapanlarla oynamıyorum ben.
Bi`de dil çıkarıyorum en kocamanından: Naniiiiiik!
24 Şubat 2014 Pazartesi
22 Şubat 2014 Cumartesi
HAYAL ET & PEŞİNDEN KOŞ
Bugünlerde kendime şaşıyorum. Öyle hızlı yaşıyorum ki ne zaman nereye gittiğimi bende takip edemez oldum. Şikayetçi misin dersen, vallahi hiç değilim!Çünkü benim arayıp bulamadığım bir şey bu yoğunluk.:)
Hafta içi iki gün TOK-DER(Tiyatro Oyun Kapısı Derneği) oyunculuk ve diksiyon dersleri alıyorum. Mart sonundan itibaren Küçük Prens oyunuyla sahnede olacağız. Ayrıca okul tiyatrosunda bu yıl 2. senem. Hesap Kitap İşleri`nin provaları sürüyor.
Tabii bunlarla birlikte YGS&LYS ve Konservatuvar Oyunculuk Yetenek Sınavları`na da hazırlanıyorum. Teneffüslere çıkmaz oldum YGS çalışacağım diye,durum o kadar vahim.:) Ama yetenek sınavları içinde boş durmak istemiyorum. Yazın başlamayı düşündüğüm dans kursuna cuma günü başladım.
Salsa yapıyorum ama nasıl yapmak! Salsa,dans olduğuna pişman oldu sayemde.:)
Neyse ki hocamızın dediğine göre ilk derslerde olurmuş böyle şeyler... Bakalım ilerleyen zamanlarda ne olacak Salsa`yla imtihanım...
Eve gelince de boş durmak yok. Yeşim Ceren Bozoğlu`nun Dersimiz Oyunculuk adlı kitabından inanılmaz güzel notlar çıkarmaya başladım. Kendime TİYATRO defteri tutuyorum.
KENDİME AYIRDIĞIM ZAMANLARDA İSE;
Bol bol Candan Erçetin ve Birsen Tezer dinliyorum. Candan Erçetin duruşuyla daima idol aldığım biri olmanın yanı sıra kadife sesiyle beni bulutlar alemine sürüklüyor. Ağlıyorum,kalkıp oynuyorum...:)
Birsen Tezer...O nasıl anlatılır bende bilmiyorum. Hayatıma gireli hemen hemen bir yıl olacak.. Çok benden bir kadın. Ara sıra mailleşiyoruz. Çok samimi. Şarkılarına,sesine bayılıyorum. Birsen Tezer hep söylesin, ben hep dinleyeyim. (Yine İzmir`e geliyormuş,gidemiyorum diye yaslardayım.)
Geçen hafta bir dizi başladı. Benim uzuun bir zamandır beklediğim ve izlerken ağzımın bir karış açık kaldığı bir dizi. O HAYAT BENİM. Başrol oyuncularından biri de Yeşim Ceren Bozoğlu. Oyunculuğunu çok beğeniyorum. O`nunda çok samimi olduğu inancındayım. Çünkü yukarıdaki satırlarımda bahsettiğim Dersimiz Oyunculuk kitabını aslında okumuyorsunuz,Yeşim Ceren ile sohbet ediyorsunuz!
Üniversite için hayallerimden biri de O`nun öğrencisi olmak. Açtığı Atölye 1314 Oyunculuk Okulu`nun sayfalarını da keyifle takip ediyorum. O aileye girmek bence büyük şans. Ve umarım bir gün Yeşim Ceren Bozoğlu Hoca`mla aynı projede yer alabilirim. O`nun enerjisinin bana iyi geleceğini biliyorum.
İşte böyle..
YGS`ye kaldı 1 yıl, 1 ay...
Bol hayal ve bol çalışmayla geçiyor günlerim...:)
Umutlarımız ve hayallerimiz tükenmesin...
Hafta içi iki gün TOK-DER(Tiyatro Oyun Kapısı Derneği) oyunculuk ve diksiyon dersleri alıyorum. Mart sonundan itibaren Küçük Prens oyunuyla sahnede olacağız. Ayrıca okul tiyatrosunda bu yıl 2. senem. Hesap Kitap İşleri`nin provaları sürüyor.
Tabii bunlarla birlikte YGS&LYS ve Konservatuvar Oyunculuk Yetenek Sınavları`na da hazırlanıyorum. Teneffüslere çıkmaz oldum YGS çalışacağım diye,durum o kadar vahim.:) Ama yetenek sınavları içinde boş durmak istemiyorum. Yazın başlamayı düşündüğüm dans kursuna cuma günü başladım.
Salsa yapıyorum ama nasıl yapmak! Salsa,dans olduğuna pişman oldu sayemde.:)
Neyse ki hocamızın dediğine göre ilk derslerde olurmuş böyle şeyler... Bakalım ilerleyen zamanlarda ne olacak Salsa`yla imtihanım...
Eve gelince de boş durmak yok. Yeşim Ceren Bozoğlu`nun Dersimiz Oyunculuk adlı kitabından inanılmaz güzel notlar çıkarmaya başladım. Kendime TİYATRO defteri tutuyorum.
KENDİME AYIRDIĞIM ZAMANLARDA İSE;
Bol bol Candan Erçetin ve Birsen Tezer dinliyorum. Candan Erçetin duruşuyla daima idol aldığım biri olmanın yanı sıra kadife sesiyle beni bulutlar alemine sürüklüyor. Ağlıyorum,kalkıp oynuyorum...:)
Birsen Tezer...O nasıl anlatılır bende bilmiyorum. Hayatıma gireli hemen hemen bir yıl olacak.. Çok benden bir kadın. Ara sıra mailleşiyoruz. Çok samimi. Şarkılarına,sesine bayılıyorum. Birsen Tezer hep söylesin, ben hep dinleyeyim. (Yine İzmir`e geliyormuş,gidemiyorum diye yaslardayım.)
Geçen hafta bir dizi başladı. Benim uzuun bir zamandır beklediğim ve izlerken ağzımın bir karış açık kaldığı bir dizi. O HAYAT BENİM. Başrol oyuncularından biri de Yeşim Ceren Bozoğlu. Oyunculuğunu çok beğeniyorum. O`nunda çok samimi olduğu inancındayım. Çünkü yukarıdaki satırlarımda bahsettiğim Dersimiz Oyunculuk kitabını aslında okumuyorsunuz,Yeşim Ceren ile sohbet ediyorsunuz!
Üniversite için hayallerimden biri de O`nun öğrencisi olmak. Açtığı Atölye 1314 Oyunculuk Okulu`nun sayfalarını da keyifle takip ediyorum. O aileye girmek bence büyük şans. Ve umarım bir gün Yeşim Ceren Bozoğlu Hoca`mla aynı projede yer alabilirim. O`nun enerjisinin bana iyi geleceğini biliyorum.
İşte böyle..
YGS`ye kaldı 1 yıl, 1 ay...
Bol hayal ve bol çalışmayla geçiyor günlerim...:)
Umutlarımız ve hayallerimiz tükenmesin...
18 Şubat 2014 Salı
GÖÇMEN OLMAK
GÖÇMEN OLMAK
Orada Bulgar,Makedon,Sırp
Burada ise Türk olamadık biz
Anneannelerimizden çeyiz sandıkları,çemberiler
Dedelerimizden araziler kalmadı hiç birimize
Çünkü onlar
Doğdukları yeri,
Kurdukları düzeni,
Eşini,dostunu
Sarıkız`ını,Karabaş`ını
Türk kalmak için terkettiler
Kolay mı sanıyorsun kardeşim,kolay mı
Evini,yanan ocağını bırakıpta gelmek
Sıfırdan başlamak hayata
Başka olmak
Yaşadın mı sen başkalığı?
Öteki oldun mu hiç?
Acılarla yazılmış türkülerini
9\8`lik besteleyip,oynadın mı?
Bilmezsin kardeşim,bilemezsin
Bulgaristan,Yunanistan,Makedonya,Bosna`da
Türk olmanın;
Anavatanında göçmenliğin
Ne demek olduğunu sen bilemezsin!
Buğçe Çalışkan
**Başta göçmen ailem, sonra Türk kalmak adına göçe zorlanan, bu göçte, doğdukları topraklarda vahşice katledilen tüm Balkan Türkleri için bu şiirim. Umarım artık bu saçmalıklar son bulur,vahşetler sona erer.
Orada Bulgar,Makedon,Sırp
Burada ise Türk olamadık biz
Anneannelerimizden çeyiz sandıkları,çemberiler
Dedelerimizden araziler kalmadı hiç birimize
Çünkü onlar
Doğdukları yeri,
Kurdukları düzeni,
Eşini,dostunu
Sarıkız`ını,Karabaş`ını
Türk kalmak için terkettiler
Kolay mı sanıyorsun kardeşim,kolay mı
Evini,yanan ocağını bırakıpta gelmek
Sıfırdan başlamak hayata
Başka olmak
Yaşadın mı sen başkalığı?
Öteki oldun mu hiç?
Acılarla yazılmış türkülerini
9\8`lik besteleyip,oynadın mı?
Bilmezsin kardeşim,bilemezsin
Bulgaristan,Yunanistan,Makedonya,Bosna`da
Türk olmanın;
Anavatanında göçmenliğin
Ne demek olduğunu sen bilemezsin!
Buğçe Çalışkan
**Başta göçmen ailem, sonra Türk kalmak adına göçe zorlanan, bu göçte, doğdukları topraklarda vahşice katledilen tüm Balkan Türkleri için bu şiirim. Umarım artık bu saçmalıklar son bulur,vahşetler sona erer.
9 Şubat 2014 Pazar
CANDAN ERÇETİN'E
Eğer bu yazıyı yazmazsam kendimi suçlu gibi hissedeceğim çünkü O'na olan minnetim çok büyük.
13-14 yıldır hayatımda. Hemde hayatımda olmadan hayatımda. Sesiyle, şarkılarıyla, kişiliğiyle, gülüşüyle, sonra efenim gök gözleriyle... Ve ben O'nunla kişiliğimi oturtmaya başladım. Bana örnek oldu, cesaret verdi, farkında olmamı sağladı.
Sevgili Candan Erçetin,
Daha tanışmamışken dinlediğim müzik, okuduğum kitap, yazdığım yazı-şiir, bardağım, ayracım, pastam, odam... sayamayacağım ne çok şey oldun sen!
Ama en önemlisi neydi biliyor musun?
Ben senin şarkılarına başımı yasladım, zamanı geldi kalktım oynadım. ''Bitti buraya kadarmış'' dediğim anda ''Elbette bazen çiçek açıp,bazen solacaksın'' dedin. ''Her aşk bitermiş'' dedim, ''Aşkla varsın'' dedin. ''Beklemeden'' sev ama ''Yalvarma'' diye öğütledin. ''Gamsız hayat'' dediğimde ''Bazen insan hayatla dalgasını geçmeli'' deyip, gülümsedin.
Uzun lafın kısası acıları hayat derslerine birlikte çevirdik. Mutluluklarda 9/8'lik havalara hemencecik geçiverdik. Hayat yolunu ortak şarkılarla, ortak görüşlerle katettik.
Sen CANDAN ERÇETİN;
Görmeden gördüğüm,
Konuşmadan konuştuğum,
Şarkılarında hayat bulduğum,
Bitmeyecek olan sevgim,
Canım ablam,
Yegane ilham perim,
Uzaklardan yoldaşım
Gök gözlü sultanımsın!
10 Şubat'ta senin doğum günün. Kaç yaşına girdiğinin bir önemi yok. Çünkü ancak yaşını önemsemeyen insanlar bu kadar güzel yaşarlar. Ve sen o güzel insanlardan birisin.
Dilerim yeni yaşın sana güzelliklerle gelir. Dileklerini hayırlısıyla yerine getirir,seni hayallerine kavuşturur. Bedeninden ve ruhundan sağlık, dudaklarından gülümseme, yanından sevdiklerin, cebinden paran ve umudun hiç eksik olmasın! Nice güzel, uzun yıllarda benimle, (hadi bencillik etmeyeyim) bizlerle ol!
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN CANDAN ERÇETİN!
İYİ Kİ VARSIN!
''SENİ ÇOK SEVİYORUM!'' yazmama bilmem gerek var mı? Ama yine de yazayım:
SENİ KOCAMAN ÇOK SEVİYORUM!
Etiketler:
10 Şubat,
candan erçetin,
dilek,
Doğum günü,
İyi ki varsın,
kutlama,
minnet
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)