24 Mart 2014 Pazartesi

YILLAR MUTLU OLDUĞUNUZDA ÇABUK GEÇER

Bebeklik denecek yaşta başladım O’nu dinlemeye. Göçmen aile kızı olduğum için anneannem ve babaannemle büyüdüm ben. En çok O'nu ve Candan Erçetin'i dinlerdik, en çok onlar söyleyince oynardım.Ve o çocukluğuma dair hatırladığım en güzel anılarımda böyle.  Bu röportajı da öyle uzun zamandır istiyordum ki… Bir ödevim vesilesiyle gerçek oldu. Ödev olmasına rağmen sizlerle de paylaşmak istedim. Keyifle okuyacağınızı biliyorum. Balkan insanın samimiyetini bir kez daha göreceksiniz bu röportajda. Lafı daha fazla uzatmadan sizleri, o güzel insanla baş başa bırakıyorum...


Buğçe Çalışkan: Nasıl başladı müzik hayatınız?

Havva Karakaş: Daha öncesi var ama tam profesyonel anlamda, 1981 yılında TRT'nin açmış olduğu yetişmiş  Türk Halk Müziği Ses Sanatçısı Sınavı’nı kazanarak. İzmir Radyosu’nda başladı.

Buğçe Çalışkan: Müzik yaptığınız için hiç pişman oldunuz mu?

Havva Karakaş: İnsan sevdiği bir mesleği yapıyorsa ve o işten de ekmek yiyorsa, pişman olabileceğine ihtimal vermiyorum. Ben kendimi o konuda çok şanslı hissediyorum. Yeniden hayata gelsem yine aynı mesleği yapmak isterdim.

Buğçe Çalışkan: Katıldığınız onca açılış, tören, tv & radyo programı ve aldığınız onca ödülden sizi en çok hangisi heyecanlandırdı?

Havva Karakaş: Her programı kendi içerisinde değerlendirmek lazım, ama hangisi sizi daha heyecanlandırdı sorunuza gelince Balkan Havası programı ile almış olduğum 14. Motif Halk Bilim Ödülleri çerçevesinde (Medya Halk Bilim Ödülü) ve daha çok yeni olan 2014 Ocak ayında, 21.Troya Kültür ve Sanat  Ödülleri (Halk Müziği Dalında) almış olduğum Troya ödülüdür.

Buğçe Çalışkan: Çalışan bir anne olarak kızınıza zaman ayıramadığınız oldu mu, pişmanlıklarınız var mı?

Havva Karakaş: Çalışan biri olarak, ben çok şanslı, bir anneydim. Allah gani gani rahmet eylesin, taşı toprağı altın olsun, nur içinde yatsın canım anneciğim. Ben radyoda görevdeyken küçük Ezgi'mi anneme bırakır, gönül rahatlığı ile işe giderdim. Görev dışında kızımıza, ben ve babası daima gereken ihtimam ve ilgiyi gösterdik ve göstermeye de devam ediyoruz. Sonuçta evlattan daha tatlı bir şey var mı ki?

Buğçe Çalışkan: Hasan Karakaş`ınızla evlenmenizin bu yıl 31. yılı. Dile kolay 31 yıl, nasıl geçti biraz bahseder misiniz?

Havva Karakaş: 31 yıl çok uzun bir zaman dilimi gibi görülebilir ama inanın yıllar, mutlu olduğunuzda çok çabuk geçer. İnsanın sırtını dayayabileceği bir hayat arkadaşının, bir can yoldaşının olması çok güzel bir duygu. Size en yakın kişi yanınızdaki nefestir.

Buğçe Çalışkan: Peki niye Balkan Müziği? Bu sadece Makedonya Göçmeni olmanızla ilgili olmasa gerek...

Havva Karakaş: Çünkü bir sanatçı içinde doğup büyüdüğü ortamda, atalarından almış olduğu kültürün devamını sağlamakla görevlidir. Ve onu en doğru şekilde gelecek kuşaklara aktarmak mecburiyetindedir. Tabii ki  ben sadece Balkan Türküleri seslendirmedim. TRT 'de her yöreden Türküler okudum.  Atatürkçü bir Balkan kadını olarak, kendimi daha iyi ifade edebildiğime inandığım için, Balkan Türküleri diyorum. Çünkü ben bir Balkanlıyım.

Buğçe Çalışkan: Balkan Havası adlı albümünüz çok sevildi. Sadece Balkan Göçmenleri değil tüm Türkiye sevdi Balkan Havası`nı, sizi. Bu işin sırrı ne peki? Niye bu kadar seviliyorsunuz?

Havva Karakaş: Çok teşekkür ediyorum, gerçekten benim her yöreden dinleyicim var bu da bana büyük mutluluk veriyor. Bu albümde çok iyi seçilmiş bir repertuvar, çok kaliteli müzisyenler ve de Candan Erçetin'in güzel sesi var. Sağ olsun geri vokallerde bana eşlik etti, kendisine çok teşekkür ediyorum. Sevilmenin sırrını şöyle açıklayabilirim: Önce doğal olmak, iyi bir aileye yaşamı, mesleğinizi severek yapmak, yüreğinizde bolca sevgi bulundurmak. Kısaca doğru insan olmak. Örnekleri sayıca çoğaltabiliriz.

Buğçe Çalışkan: Sizi yeniden ekranlarda görebilecek miyiz? Yeni projeleriniz var mı?

Havva Karakaş: Sevenlerimin beni çok özlediğini biliyorum. Uzun bir süre televizyon programlarına ara verdim ama bu sadece benden kaynaklanan bir durum değil. Birçok kanaldan teklif geldi ama maalesef şartlarda anlaşma olamadı. TRT gibi dev bir kurumda program yaptıktan sonra gayri ihtiyari size sundukları teklif doyurucu gelmiyor (Yanlış anlaşılmasın maddi değil, teknik açıdan) Televizyonda görülmek adına, program yapmış olmak için program yapmaya, sıcak bakmıyorum. Yaptığım programın halka bir mesajı olmalı, beni anlayabilecek bir televizyon kanalı ile bilgi ve deneyimimi zamanı gelince paylaşmaya ve hayata geçirmeye hazırım.

Buğçe Çalışkan: Geleceğe dair hayalleriniz neler?


Havva Karakaş: Sevgili Buğçe,  İnsanın nefes aldığı sürece hayalleri hiç bitmez, tabii ki benimde hayallerim var ama gerçekleşince açıklarım.
Teşekkürler.

2 Mart 2014 Pazar

ETİ BIÇAK GEÇE

Ne Aliler gitti bizden
Ne Ethemler,
Mustafalar,Mehmetler..
Ne canlar yakıldı
Ne umutlar yitti yüreklerimizde
Kaç kişi feda oldu
Kaç milyon kişi
Bekçisi oldu bu vatanın

Uyan artık ey uyuyan
Bre cahil
Bre yandaş
Uyan
Aç gözünü
Gidenlere bi’bak
Bi’ bak da gör artık
Bizden gidenleri
Götürülenleri
Çalınanlara
Bi’bak

Eti bıçak geçiyor
Sende gör
Uyan artık
Kalk uykundan
O yalancı ninniler, masallar
Açığa çıktı, bak

Buğçe Çalışkan